Hakkimizda
Tarih/Temelimiz
Gecmis ve
Gelecek Olaylar
Gençlige
Hitabe
Bize
katilin
Haber ve Haberlesme Sayfasi
Makaleler
Makale Arsivi
Fotograf Albumu
Gucumuzu Butunlestirelim
|
Anadolumuzda
eskiden yasamis insanlar ile simdiki insanlar arasinda nasil bir baglanti var?
Bu topraklar üzerinde
binlerce yildir, onlarca uygarlik boy gösterdi. Bunlar tabii ki bos yere
buralarda bulunmamislardi. Anadolu topraklari sanki dünyanin göbeginde yer alir,
tabir caizse her yere yakindir.
O zamanki dogu-bati göclerinden, Iskenderin fetih güzergahina, ipek yolu
rotasindan, dünya kasifligine soyunan ama aslinda ekonomik darbogazdaki devrinin
Avrupa ekonomilerine kadar bütün arayislar buradan gecmek zorunda idiler.
Birdenbire caglar ötesine atlayarak petrolün yerine ikame olabilecek yeni enerji
kaynaklari bulmus teknoloji düzeylerine ulassak bile her zaman en ksa ekonomik
yol buradan gececektir.
Biz öncelikle bu eski uygarliklarla simdiki toplumsal kalitemiz arasindaki
baglanti ve bir ileri asamada
bu muhtesem gecmisin dünya kamuoyuna tanitimi uzerinde duracagiz.
Anadolumuzda, amansiz ve ilkelce tahrip edilmis eski kalintilarin bulunmadigi hic
bir yer olamaz ben sahsen buna inaniyorum, bircok yerde antik taslar kullanilarak
yapilmis tuvaletleri kullandim veya sirtimi antik duvarlara dayayarak uykuya
daldim. Bununla beraber gözleri göbekleri veya münasip yerleri elektrikli
matkaplarla oyulmus fresk veya heykellerle, taslarin veya kursunlarin hedef
tahtasi olarak kullanilmis mabetlerle veya garip bir ihtirasla yagmalanmis kaya
mezarlari ile de karsilastim. Acaba bu eski uygarliklar halen varolsalardi ve eski
eserlerinin baskalarinca bu sekilde acimasizca ve ilkel bir bicimde tahrip
edilmesini gözlemleselerdi, tepkileri arabistandaki ilkellerin eski Türk
kalesini yikmalarina gösterdigimiz tepkiden veya dünyanin taliban sapikligina
duydugu hayret ve dehsetten daha farkli mi olurdu ?
Vicdanimiz yerine sadece utanma duygusu gelistirdigimiz dogrudur bence. Oyle ya
bir baskasi görmedikce yaptigimiz hersey dogru ve uygundur bizim icin. Kendi
kendimizle basbasa kalinca, suclulugumuzu anladigimizda durumu düzeltmek icin
caba sarfettigimiz oldu mu acaba ?
Her neyse kisitli tatilini gunesin altinda büyüyen bir karpuz gibi yata yata
harcayan biri degilde gezip görüp ögrenme arzusunda bir kisiyseniz ve hele de
tatilden önce ilgili kitaplari ve haritalari edinip dersinizi iyi calisan biri ve
tembellik yerine, ögrenerek, gecmiste yasananlari sanki tekrar yasiyormus gibi
bir tatil yapmayi tercih etmisseniz., elbette genel kalitenin üstündesiniz
demektir.
Merak ve ögrenme arzusu kendini gelistirebilen insanin temel özelligidir ve onu
digerlerinden daha üstün kilan esas unsurdur,ayrica zaman boyutunu daha iyi
degerlendirebilme olanagini da saglar. Cam agaclarinin altinda dallar arasinda
islik calan rüzgar sesini dinleyip, lacivert renkli denize bakarak o eski
insanlarin nasil da rahat veya rahatsiz bir yasam sürdügünü degerlendirebilir,
tabiatla mücadelelerini, ihtiras ve kaygilarini, sanatsal becerilerini
yorumlayabilirsiniz. Bu sekilde
bir insan herhalde tuvalet yerine tarihi kalintilarin ortasina hacet gidermez veya
250 milyon yillik bir magaranin duvarina kalp resmi cizip te sarkitlari kirmaz.
Göründügü bicimiyle eski yasayanlar herseyden önce zamani bol ve estetik
yönü üstün insanlarmis.
Öyle ya bir insan ehli keyif veya hayattan zevk alan biri degilse neden toplu bir
tuvalette, insanlar rahat bir bicimde oturup hacet giderirken ortadaki
müzisyenlerin gitar calip kisileri eglendirmesini ister, veya ses istenildigi
bicimde yankilanabilsin diye simdiki oda orkestrasina benzer bir bicimde odeon
tabir edilen kücük anfileri tasarlar veya neden sadece balik satilan bir pazar
yerine hos ve kaliteli heykeller diker. Tabii meraklilar bu örnekleri daha
cogaltabilirler.
Ama bunlarin yanisira, simdi artik bir kayalik olan ve hicbirsey yetismeyen
yerlerde hala eski üzüm baglarinin kalintilari binbir zahmetle yapilan özel
teraslarda görülebilir. Hatta bu kurak ve kayalik bölgenin bir zamanlar sarap
ve pekmez ihraç limani oldugunu ögrenirseniz simdiki olanaklarla mukayese
ettiginizde hayrete düsmek son derece olagandir.
Evet bu insanlar yani bizden önce bu topraklarda yasamis insanlar bize
benzemeseler de en az bizim kadar saygideger ve hayatla mücadele eden
insanlardir. Onlarin hayatlarini, yasam bicimlerini ve kültürlerini ögrenmek en
azindan icinde yer aldigimiz prosesin önceki halkalarini kesfederek kendimizi
daha iyi anlayabilmemizi saglar belkide kaba sabaliktan biraz daha incelmeye dogru
bir kapi acar.
Insanlarin bilmedikleri ve anlamadiklarini ögrenmeyi red etmeleri ve hatta
herhangi bir bicimde yok kabul etmeleri belki normal karsilanabilir ama onu tahrip
etmeleri hic bir sekilde normal degildir.
Bu topraklar üstünde yaratilan önceki kültürlerin hos görü, samimiyet, zevk
ve keyif, hosluk, estetik ve genel uygarlik düzeyi acisindan neden mevcut
düzeyimizden daha asagi olmadigi ortada ama tahripkarlik bizi daha ileri bir
düzeye mi getiriyor ?
Sanirim dünya üzerinde tarihsel gecmis acisindan ülkemizden daha zengin bir
baska yer yoktur. Eger bizimkiler diger kacakcilardan daha usta ve gözükara
degillerse veya biz kacakciligi takip icin her zamanki ilgisizligimizle hicbirsey
yapmiyorsak, dünya tarihi eser kacakciligi piyasasinda en fazla anadolu kökenli
eserlerin dolasmasinin baska bir izahi yoktur. Hem sahiplenip anlamaya ve
degerlendirmeye calismadigimiz bir seyi neden koruyalim ki? Tabii bu dogrultuda
hareketle, gecmis uygarliklari baskalarina tanitip ta onlarin ilgisini cekmenin
bir faydasi olabilir mi?
Kendinizi tanitamiyorsunuz veya tanitim noksanliginden böyle oldu diyenler acaba
nedenleri üzerinde daha derin düsündüler mi ? yoksa yüzeyde görülen ,
halkla iliskiler, reklam tanitim bütçeleri, lobi faaliyetleri, afis ve
seminerler, fuar ve kongreler, seminer ve diger etkinliklerden vs. olusan bir
denizde hala salla dolasma israrimizi anlamadiklari icin mi böyle düsünüyorlar
?
Her ikiside dogrudur. Biz hem eskiyi anlayip özümsemekte ve hemde bu nedenden
ötürü onu tanitmakta cok geride kalmisiz
|