Cagimizi Hazirlayan Dusunce

Perde Aciliyor
IO.4000 yillarinda,batakliklari kurutan, sulama kanallari acan, su taskinlarina karsi setler kurarak sehirlerinin etrafini surlarla ceviren Asyali gocmenlerin yerlesimiyle tarih sahnesine cikan Mezopotamya, sirasiyla Tevrat,Incil ve Kuran'da yerini bulan dini efsaneler yaratmis.Dini inanislar ve sosyal inanc sistemi Anadolu kulturunu de dogrudan etkilemis.Tabii bu etkilenme iki tarafli.Ortaya cikan sentez ise, giderek goksel dinler uzerinde agirligini hissettirmis.IO 15. yy'dan itibaren,Yunanistandaki Miken uygarliginin deniz ticareti yaparak bu bolge ile tanismasi sonucu bircok inanc kavrami bati'ya tasinmis.Ozan Homeros Ilyada ve Odysseia'sinda bu efsanelere yeni bir yorum getirmis, Hesiodos'ta evrenin ve dunyanin yaratilisi konularina cozum saglamaya calisarak, antik inanc sisteminin bu efsanelerin etkisinde gelismesine sebep olmustur. Unlu Tufan efsanesi ile buna kaynaklik eden Gilgamis destani guzel bir ornek.Gerci yeni bulgular eski bir göl olan Karadeniz'in, Bogazdan gecen su ile dolarak etrafindaki yerlesim alanlarini bastigini ileri surmekte ama o zamanki Mezopotamya'nın Fırat ve Dicle sayesinde sanki bir bataklik gibi oldugu da unutulmamali.

Inanc Ortakligi
Sonsuz yasami arama herseyin bir sonu oldugunu goren insanoglunun en eski ve en ulasilmasi guc cabalarindan biri.Gilgamis'in sonsuz yasam otunu aramasi,Buyuk Iskenderin ascisi Andreas'in buldugu sonsuz yasam kaynagi veya dogu halk hikayelerinden birinde Iskender ve Hizir'in bu kaynagi aramalari, Islam inanisinda Hizir-İlyas ikilisinin arkadasligi,Antik Yunan'daki, dostluk ve kardeslik simgesi iki genc hakkindaki anlatimlar, sonlu ve sonsuz yasam ikileminin bazi ornekleri. Kurban inanci hemen hemen butun dinlerde yer almakta. Ibrahim peygamber ile eski Yunanda Agamemnon ve Kral Athamas sanki ayni kisilermis gibidir. Melek inanci acisindan da buyuk benzerlikler var. Gabriel,Cebrail ve Hermes sirasiyla Tevrat ve Incil,Kuran ve eski Yunan'da anlatilan ayni varliktir sanki.Oteki dunya veya cennet-cehennem kavramlari  acisindan da durum pek farkli degil. Tek ve cok tanrili dinler bu konuda buyuk benzerlikler gosterir. 

Anadoludan Yansimalar
Ilk cagda Bati Anadolu o zamanki dunya uygarliginin en ust noktasini temsil etmekteydi. Kuzeyde Mysia, daha asagida Lydia, sonra Karia en guneyde ise bugunku Mugla ve Antalyanin bir kismini icine alan Lykia bolgesi bulunuyordu. Bu bolgelerdeki insanlar eski Yunanlilari sevmez ve iclerine sokmamaya gayret ederlerdi.Ancak IO 11 yy.ortalarindan itibaren once Karia bolgesınden baslayarak sonrada daha genis bir alana yayilan bir Helenlestirme ve kolonizasyon hareketi baslamis. Tabii bu sirada zaman zaman kiyimlar da yapilmis.Zaman icinde helenler ve yerli halkin karismasi sonunda olusan kultur sentezi dinden soyutlanmis felsefenin gelisimine zemin saglamis.Ornegin, Miletoslu Thales,  Anaksimandros ve Anaximenes topluca Miletos okulunu olustururlar. Bunlar kendilerine Philosophos (Bilgelik sever,bilge) adi yerine Physiologos (Doga bilimcisi) adini vermisler. Bu dusunurler, Sokrates,Platon ve Aristoteles ile bir baska uclu olusturan Yunanli dusunurlerden yuzelli yil once yasamislar ve olusum felsefesinin babasi Herakleitos ile beraber bilimsel dusuncenin ilk temelini atmislardir. Batı Anadolu kentleri zamaninin en modern mimarlik esaslarina gore kurulmus ve hayatin gereklerine gore teskilatlanmis, duzensiz, pislik icindeki sehirlerde yasayan ve sabun yerine yag/koku karisimi kullanan Helenler'den cok daha uygar bir topluma yerleske saglamislardi.Didim bölgesine sahil yolu ile gidenler ornek olarak Priene ve Miletos'un kalintilarini hala gorebilirler. . 

Sentezin Masali
Anadolulu Homeros ile Turk dunyasinin Dede Korkut'u arasinda cok benzerlikler var. Gerci bilgilerimize göre ikisinin yasadiklari donemler ve cografya cok farkli ama gerek nerede dogup yasadiklari, hatta yasayip yasamadiklari ve gerekse de destanlari veya masallari arasindaki carpici benzerlikler ama en onemlisi o zamanki ve daha sonraki halk dusuncesının olusumuna yaptiklari katkilar onlari benzestiriyor. Homeros'un destanlarindaki oykuler daha onceki donemlerde de biliniyordu ve bu masallarin kaynaklari zaten vardi. Dede Korkut masallari ise kentsel degil ama gocebe bir toplumun kendine has gelenek, inanc ve uygarligini yasattigindan, Homeros'tan etkilenme hatta onun farkli kulturunu bilme cok dusuk bir olasilik. Ama sonucta gelenekler ve ortak mirasimiz onlari Anadolu'da birlestirerek anlattiklari olaylarin benzer daha da ilerisi ortak yanlarini kesfedebilmemize firsat sagliyor. Insan dusuncesinin  Bati ve Dogu sentezini arastirmak ve ortak dusunce gelisiminı daha dengeli bir baza oturtabilmek 10 Bin yillik kultur tarihi ile dunyanin en zengin dusunce birikimine sahiplik etmis bu topraklardaki uygarliklarin daha iyi anlasilabilmesinden gecer.  

Son Söz. Insan dusunce gelisimi, dogdugu topraklardan bagimsiz olarak tüm insanligin ortak malidir. Bu dunya uzerinde belirdigimizden beri olusturdugumuz dusunce birikimi, kulturlerin birbirlerini etkilemeleri ve devamli bir sentez icinde olmalarindan oturu her yeni kusaga daha az farkli ve daha butunsel yansimaktadir. Bu gelisim onlenemez. Burada en onemli olan sadece yabanci oldugu icin bir seyi  red etme yerine anlamaya ve yararlanmaya calismaktir. Cagimiz artik bir kavga cagi degil ama uyum, hosgoru ve biribirimize saygi cagidir. Uygar insana yakisan da boyle bir ortamdir.